MEGANE’A GEREK VAR MI ?: YENİ CLIO

Lizbon’da lansmanı düzenlenen beşinci nesil Clio’nun ilk sürüş izlenimi şu an YouTube kanalımızda yayında. Peki şimdi asıl soruyu sorma vakti, gerçekten Megane’a gerek var mı?

1990 yılında bir çok üretici gibi Renault’da süper mini sınıfında ortaya bir model koydu. Clio. Küçük boyutlarıyla ve pratikliğiyle ön plana çıkan model savaşı başlattı. Aradan geçen 29 yılın ardından küçük sınıfın çok satanlar listesinde üst sıraların sahibi Clio 5. nesline kavuştu. Son nesil ise adeta devrim niteliğinde. Bu Clio tüm tabuları yıkacak!

Yenilikler Neler?

Daha önceki beşinci nesil Clio yazısında aracın tasarımından uzun uzadıya bahsetmiştik. Hatırlayamayanlar veya tekrar bilgilerini tazelemek isteyenleri bir önceki yazımıza davet ediyoruz. Tasarımdan yine de kısaca bahsetmek gerekirse Clio ağabeylerine artık daha çok benziyor diyebiliriz. Önde sunduğu “C” formlu ön farları, arkada Megane’a benzeyen bagajın ortasına doğru uzanan stopları aracın güncel Renault modellerinde yaşatılan karakteristiği ortaya koyarken, asıl yenilikler tasarımdan ziyade içeride ve alt yapıda saklı. Ayrıca giriş seviyesinden itibaren full Led farları da sunması Clio’yu rakiplerinden ileri çıkaran bir detay.

Nesillerdir Clio denildiği zaman akla pratik, ekonomik, ilk otomobil gibi düşünceler geliyor. Fakat 4. nesilden sonra işler bir miktar değişti. Alman rakipleriyle daha sıkı rekabete girebilen Clio, 7’den 70’e her kesime hitap etmeye başladı. Caddelerde hemen hemen her rengini görme şansını bulduğumuz bu Fransız süper minisi nispeten uygun fiyatlı olması ve kalbinde bulundurduğu motorlarıyla bir çok kullanıcının öncelikli tercihi oldu. Fakat 4. nesilde dahi bir kaç problem vardı. Örneğin trim sesi. Aracın kabinine girdiğiniz anda sizi oldukça minimalist hatta bazı yorumcuların “oyuncak gibi” olarak andığı 4. neslin kabini, düşük kaliteye sahip olsa da bir çok kişi onun Clio olduğunu unutmayarak bu durumu göz ardı edebildi. İşte tüm bunlardan sonra 5. nesil Clio adeta devrim niteliğinde oldu.

Tüm Detaylarıyla Kabini:

Yeni Clio’nun kabini 4. nesil temelli olsa da, içerisinde bulunan plastik aksam ve bir çok yenilik son nesle özgü. İlk sürüş videomuzda Burak Ertem’in de sık sık vurguladığı multimedya ekranı kabinde ilk göze çarpan detaylardan birisi. 9.3 inçlik bu devasa ekran, Clio’nun orta konsolunu doldurmayı başarırken, ekranın içeriği ve hassasiyeti ise bir önceki nesle göre çok daha iyi. Hemen altında bulunan piyano tuşları ise son zamanların trendi diyebiliriz. Renault grubunda Dacia Duster’la başlayan bu tasarım, ikinci olarak Clio’nun kabininde yerini aldı. oldukça şık duran bu tuşlar, açıkçası donanım ne kadar yüksekse o kadar güzel duruyor ve göz dolduruyor. 360 derece kameradan, ön koltuk ısıtma tuşlarına kadar bir dizi fonksiyonların kontrol edilebildiği bu tuşlar klima kontrol butonlarıyla da bir uyum içerisinde. Hava menfezlerinden de bahsetmeden olmaz. Selefinde multimedya ekranının altında yer alan iki küçük menfez, şimdi yerini yatay tasarlanan oldukça şık bir tasarıma bıraktı.

Klima kontrol butonları demişken, bir de onlara göz atacak olursak; bu butonları da Duster’dan tanıyoruz ve metal görünümleriyle oldukça şık duruyorlar. Seneler önce Alfa Romeo Giulietta’da gördüğümüzde üst sınıfa yakışır şıklıkta duruyor derken, şimdi bu görüntüye Clio’da denk gelmek modelin ne kadar yol kat ettiğinin de göstergesi. Butonların içinde bulunan minik ekranlar, sıcaklığın derecesini gösteriyor. Butonların sıkılığı ise gayet yerinde.

Aracın gösterge paneline göz attığımızda selefinden eser yok. Tamamen dijital bir görünüm sunan panel, 10 inç gibi bir büyüklüğe de sahip olmasıyla aracın her detayını sizlere sunuyor. Sürüş modlarına göre karakterleri değişen gösterge panelinde navigasyon görüntülerini görmek de mümkün.

Biraz da kapı içlerinden bahsedelim. Çünkü ilk sürüş videosunda gördüğümüz bu donanımdaki Clio, kabiniyle oldukça şık. Çift renkli kapı içleri, selefiyle bir miktar benzeşirken, cam açma ve yan aynaların kontrol butonları konusunda da bir o kadar farklılaşıyor. Bir önceki nesil Mercedes-Benz A-Serisi’nde bulunan kontrol düğmelerini andıran bu tasarım, selefinde bulunan oldukça sert tuşların aksine çok daha şık.

Gelelim vites koluna ve orta bölüme. Vitesin konumu direksiyona yakınlığıyla ergonomiyi artırırken, konsolu da oldukça yükseltmiş. Ayrıca Clio’da bir ilk olarak karşımıza çıkan elektronik park freni de iki koltuk arasında eşya gözü alanını artırmış. Yine bu nesle özgü ön kol dayama orta konsola tabanından bağlıyken, ileri geri kaydırılabilmesi de fonksiyonelliğini artıran detaylardan. Hemen altında yer alan sürgülü kapaklı eşya gözü de kullanışlı. Ayrıca muhtemelen opsiyonel olarak sunulacak olan kablosuz şarj da Clio’yu sınıfından yukarıya taşıyan bir diğer detay.

Arka koltuklara geçecek olursak, işte burada pek bir değişiklik yok diyebiliriz. Selefine göre koltuk arkalarının öne doğru kavisli olması diz mesafesini artırırken, tavanda ise limitler 1.90 civarında sınırlı.

Boyutlar Küçüldü Hacim Arttı

5. nesil Clio’nun boyu selefinden kısalsa da, artan aks mesafesi yaşam alanını olması gerektiği gibi iyileştirdi. Yaşam alanı artarken bunun yanına adeta üzerine kaymak olan bir diğer durum da neredeyse sınıf atlayan bagajı oldu. 390 litrelik bagaj tam da burada akıllara “Megane hb’e gerek var mı?” sorusunu getirdi. Elbette Megane’a kıyasla daha küçük bir yaşam alanı olsa da, sınıf standartlarında düşündüğümüzde özellikle bagaj konusunda Clio zirvede. Belki ağabeyine yetişemedi ama ağabeyinin rakiplerine bu bagaj hacmiyle diş geçirdi diyebiliriz.

Kaputu Altında Neler Bekliyor?

Yaşam alanı, tasarım vs. derken araca hayat veren motor konusunda da Renault süper minisinde geliştirmeler ve yeni motorlara yer vermiş. Test videomuzda yer alan 1.0’lık ünite Clio’yu rakipleri Polo, Ibıza, Fiesta, vs. gibi bir kaç yıldır 3 silindirlik turbo benzinli modeller kervanına katarken, ekonomi konusunda da iddialı. Ayrıca bir çok Renault grubu araçlarda artık fabrikasyon olarak sunulan LPG konusu da yeni Clio’nun 1.0 litrelik atmosferik ünitesi ile gelecek. 65 beygirden başlayan güç çıkışı aynı motorun 75 beygiri ile devam ederken, işin içine bir de turbo ekleyince güç değeri 100 beygir oluyor. Sınıf standartlarında gayet ideal olan bu değer tork değeri konusunda Alman rakiplerinden 15 nm daha düşük. (VW Grup 95 bg 175 nm) Fakat bu değerler az geldiyse sizi 1.3 litrelik turbo üniteye davet ediyoruz. TCe 130 isimli seçenek, 130 beygir güç ve 240 nm tork gibi etkileyici değerlere sahip. Üstelik 7 ileri EDC şanzımanla birlikte sunulacak. Ayrıca 100 beygirlik TCe ünite de şimdilik yalnızca 5 ileri manuel seçenek ile gelecek.

Gelelim olmazsa olmaz dizel seçeneklere. Kısa bir zaman önce güncellenen 1.5 litrelik Renault’nun kendini kanıtlamış dCi’ı, yapılan revizenin ardından giriş versiyonu 75 beygirlik seçeneğini 85’e, üst seçenek olan 110 beygirlik üniteyi de 115 beygire yükselterek önce Duster ve Sandero kaputu altında sunmuştu. Beşinci nesil Clio da tabiki bu nimetten faydalandı. 85 beygir ve 220 nm tork değerine sahip Blue dCi ünite, giriş seçeneğiyle bile oldukça tatmin edici iken, asıl sevindirici haber 115 beygirlik seçeneğin de Clio kaputu altında yer buluyor olması. 260 nm’lik tork değeri sunan ünite 6 ileri manuel şanzımanla sunulacak.

Gelelim Clio’nun bir diğer “ilkine”; hibrit seçenek! Önümüzdeki yıldan itibaren piyasaya sunulacak olan hibrit ünite Renault’nun 1.6 litrelik atmosferik ünitesi üzerine inşa edildi. E-TECH isimli seçenek içten yanmalı motoruna ek olarak 2 adet elektrik motoruna ve 1.2 kWs’lık aküye sahip.

Böyle Dolu Clio Görülmedi

Söz konusu donanım olduğunda mutlaka bir Fransız modelinin adını duyarız. Otomotiv tarihinde özellikle teknolojik ögelerle adından söz ettiren Fransız üreticiler bazı donanımlarıyla da ilk olma özelliklerine de sahipler. 5. nesil Clio da bunlardan biri. Şerit takip sistemi, kör nokta uyarı asistanı, adaptif hız sabitleyici, trafik ve otoyol destek sistemi, 360 derece kamera, kablosuz şarj, otomatik park, ön koltuk ısıtma, Bose müzik sistemi, yaya algılama özellikli aktif fren sistemi ve dahası… Öne çıkan ve bir Clio’da belki de duymaya alışık olmadığımız bu donanım kalemleri 5. nesil Clio’da sunulacak. Ayrıca tüm bu destek sistemleri Burak Ertem’in de belirttiği gibi radarlar yardımıyla çalışacak. Yani daha sezgisel olacak.

Sınıfında görülmeyen donanım kalemleriyle, özellikle yine sınıfında bu güç çıkışında dizel bulunmayan Clio, anlaşılan bu sefer iyi iş çıkarmış görünüyor. Videomuzda sık sık bahsedilen kalite meselesi de otomobilin yalnızca teknolojik bir oyuncak olmadığının da kanıtı niteliğinde. Tabiki bunu ilk sürüşte iddia edemeyiz aracın kalitesini, yıpranma payını bize yıllar gösterecek fakat ilk intiba Clio’da oldukça iyi. Selefinde sunulan kartlı giriş sisteminde bile simsiyah bir kartla sunulan araç, beşinci nesliyle birlikte ağabeylerinden beyaz renkli kart tasarımını dahi istemiş. Bu da Renault’nun Clio’ya ne kadar önem verdiğinin bizce bir diğer göstergesi. Aracın detaylı testi ve diğer ayrıntıları için bizi izlemeye ve okumaya devam edin!

Yorumlar

yorum

MEGANE’A GEREK VAR MI ?: YENİ CLIO

About The Author
- Daha küçük yaşlarında otomobillerin reklamlarıyla başlayan, logoları ezberleyerek devam eden serüveni, ayakları pedallara yetiştiği sıralar direksiyon başına geçmesiyle bir tutku haline dönüştü. Onlarca test yazısı okudu, fırsat bulduğu her otomobilin direksiyonuna geçti, deneyimleme şansını buldu. Hali hazırda Piri Reis Üniversitesi Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık bölümü öğrencisi olan Doğan, Benzin Magazin ailesiyle tanışarak otomobillerle daha iç içe olmak ve kendini otomobiller konusunda geliştirmek için uzun yıllar Benzin Magazin ailesine ve sevenlerine faydalı olmayı amaçlıyor.